28 Haziran 2017 Çarşamba

Köpekler Neden Tüy Döker - Köpeklerde Tüy Dökme Sorunu

köpekler neden tüy dökerKöpekler neden tüy döker ? Evlerinde köpek besleyen hayvan severler için en önemli sorunlardan biri muhtemelen tüy dökme sorunudur. Köpekler yıl boyu tüy dökerler. Yenilerine yer açmak ve sağlıklı tüylere sahip olmak amaçlı köpeğinizin vücudu eski tüylerini üzerinden atarak döker. Ancak yıl boyunca olan bu tüy dökülmelerinin yanı sıra mevsimsel olarakta tüy dökülmesi görülebilir. Hava şartlarına bağlı olarak sıcak havalara uyum sağlamak için de köpeğinizin tüyleri dökülebilir. Bu tüy dökme oranları köpeğinizn cinsine göre değişebilmektedir. Kalın kürklü köpekler bahar mevsimlerinde daha çok tüy dökerler.

Tüyleri en fazla dökülen köpek cinsleri Akita, Alaska Malamut, Amerikan Eskimo, Çin Aslanı, Alman Kurdu, Labrador ve Husky yer almaktadır.

Ancak köpeğiniz normal şartların üzerinde aşırı tüy dökümü yapıyorsa bu bir hastalık belirtisi veya farklı bir problemin habercisi olabilir.

Köpekler Neden Tüy Döker ?


Köpeklerin tüy dökme sebeplerini maddeleyecek olursak;
  • Köpeğinizde bir parazit olma ihtimali vardır. Pire, kene, bit gibi parazitler olabilir.

  • Köpeğiniz deri enfeksiyonlarından birini geçiriyor olabilir. (Mantar, egzama gibi.)

  • Beslenmesi ile ilgili alerjik bir durum olabilir.

  • Tiroid, böbrek ve ciğer rahatsızlıkları olabilir.

  • Dişi köpeklerde emzirme, hamilelik dönemlerinde tüy dökülmesi biraz daha fazla görülebilir.

  • Köpeğinizin sürekli olarak kullandığı bazı ilaçlar tüy dökülme miktarında artış gösterebilir.

  • Köpeğinizin stresli olması sebebiyle tüy dökülmesi meydana gelebilir.

  • Kimyasal maddeler ile temastan dolayı dökülme görülebilir.

  • Bağışıklık sisteminde rahatsızlıklar görülebilir.



Köpeğinizde aşağıdaki belirtileri gördüğünüzde bir veteriner hekime danışmanız önerilir.
  • Köpeğinizin cildinde kızarıklıklar, kaşıntılar farkettiğinizde,

  • Köpeğinizin vücudunda yaralar gördüğünüzde,

  • Bölgesel tüysüz kalmalar, bölgesel dökülmeler gördüğünüzde,

  • Köpeğinizin sürekli olarak belirli bir bölgesini yaladığını farkettiğinizde veteriner hekiminize danışmanızda fayda olacaktır.

Köpekerde Aşırı Tüy Dökülmesinin Önlenmesi – Köpekler Neden Tüy Döker Sorununun Çözümü


Köpeğinizin tüyleri illa ki dökülmeye devam edecektir. Ancak sizin bunu en aza indirmeniz mümkün. Bunun için yapabileceklerinizi sizin için sıraladık.
  • İlk olarak köpeğinizin tüylerini tarayarak başlayabilirsiniz. Köpeğinizin cinsine ve tüy yapısına göre belirli aralıklarla tarama ve fırçala işlemi yapmanız tüylerin çevreye dökülmesini azaltacaktır. Dökülen ölü ve yıpranmış tüyleri tarak yardımı ile toplamanız köpeğinizin tüylerinin daha parlak ve sağlıklı görünmesine fayda sağlar. Tüylerin birbirine girmesini engeller ve böylelikle tüylerin arasında kene, pire gibi parazitlerin türemesini engellemiş olursunuz.

  • Köpeğinizin beslenmesine dikkat etmelisiniz. Köpeğinizin cinsi, kilosuna göre veterinerinizin belirlemiş olduğu mama miktarına uymalısınız. Köpeğinizin cinsine ve yaşına göre hazırlanmış mamaları kullandığınızda tüy dökülme oranı bir hayli azalacaktır.

  • Köpeğinizi belirli aralıklarla yıkayabilirsiniz. Yine köpeğinizin cinsine göre bu yıkama şekli ve yıkama sıklığı değişecektir. Veterinerinizin uygun gördüğü şekilde köpeğinizi yıkayıp iyice kurulayarak tüy dökülmesini azaltabilirsiniz.


 

Faydalanılan Kaynak

www.sevgilikopegim.com/2015/03/03/kopegim-tuy-dokuyor/


Kaynak: Pet Patiler

24 Haziran 2017 Cumartesi

Kedilerde Kızgınlık Dönemi ve Belirtileri

kedilerde kızgınlıkKediler ve köpekler belirli zamanlarda kızgınlık dönemlerine girerler. Kedilerde kızgınlık dönemi dişilerde 10 gün kadar, erkeklerde ise 12 gün kadar kendini gösterir. Kedilerde kızgınlık durumu çiftleştirildikten sonra da devam edecektir. Dişi kediler hamilelik durumu olmadığı takdirde haftada bir kızgınlık belirtileri gösterirler. Kedilerde hamilelik belirtileri ve hamilelik süreçleri ile ilgili detaylı bilgi için "Kedilerde Hamilelik Belirtileri ve Hamilelik Süreçleri" konulu makalemizi inceleyebilirsiniz. Erkek kediler ise çiftleştirmedenbir kaç gün sonra tekrar kızgınlık belirtileri gösterirler.

Dişi kedilerde kızgınlık yalnızca çiftleştirme ile sakinleştirilebilir. Çifleşme esnasında uterusa yumurta atımı meydana gelir ve kedinin vücudu kendini hamileliğe hazırlama amacı ile progesteron oranını düşürür. Bu da dişi kedinin sakinlemesine olanak sağlar. Çiftleştirilmediği veya kısırlaştırılmadığı takdirde dişi kediniz sürekli olarak kızgınlık belirtilerini gösterecektir.

Erkek kedilerde kızgınlık ise çiftleştirildikten bir kaç gün sonra da devam eder. Kediler mart aylarında havaların ısınması ile birlikte daha çok kızgınlığa girerler. Erkekler dişi kedi gibi değildir. Hamilelik gibi bir durumları söz konusu olmadığından erkek kediler sürekli olarak kızgınlığa müsait bir vücut yapısındadırlar.

Kedilerde kızgınlık durumunun en kesin çözümü kısırlaştırmadır. Kısırlaştırmak istemiyorum diyen kedi sahipleri kedilerine sakinleştirici iğneler yaptırmaktadır. Ancak bu iğneler zamanla kedinize zarar verebilir. Kanser, hormonal hastalıklara sebep olabilirler. Kısırlaştırma kedinizin daha çok yararına olan bir operasyondur.Ona zarar verdiğinizi, bir yetisini elinden aldığınızı düşünmenize gerek yoktur. Kedilerde anne, baba duyguları insanlardaki gibi değildir. Anne kedi bir iki ay yavrularına baktıktan ve emzirdikten sonra onları bırakıp gidebilir. Bundan dolayı olaya duygusal bakmanıza gerek yoktur.


Dişi Kedilerde Kızgınlık Belirtileri Nelerdir?


  • Dişi kedi yerlere sürtünebilir.

  • Sürekli acıklı acıklı miyavlayabilir.

  • Daha az mama ve su tüketimi görülebilir.

  • Daha az uyur, sürekli hareket halinde olabilir.

  • Huzursuz hal ve hareketler görülebilir.

  • Sürekli kuyruğunu kaldırarak arka kısmını gösterebilir.

  • Kedinizin vulvasından akıntı gelebilir.

  • Onu okşadığınızda sırtını kamburlaştırabilir.

  • Saldırgan hallere girebilir.

Erkek Kedilerde Kızgınlık Belirtileri Nelerdir?


Erkek kediler dişilere göre daha belirgin belirtiler gösterir. Bunlar;
  • Yaşadığı bölgeye idrar püskürtme yapabilir.

  • Sürekli acıklı şekilde miyavlayabilir.

  • Erkek kedilerde de dişilerdeki gibi iştahta azalma görülebilir.

  • Huzursuz haller meydana gelebilir.

  • Evden kaçmaya çalışabilir.

  • Hareketli ve saldırgan hallerde bulunabilir.


Faydalanılan Kaynak

http://inthewhiskers.blogspot.com.tr/2014/05/kedilerde-kzgnlk-donemi.html


Kaynak: Pet Patiler

23 Haziran 2017 Cuma

Kediler Neden Miyavlar - Kedilerin Miyavlama Sebepleri

kediler neden miyavlarKediler neden miyavlar ? Bu sorunun cevabını kesin bir şekilde belirtmek oldukça zordur. Kediler bir çok şey için miyavlarlar. Haliyle tüm isteklerini ve arzularını miyavlayarak belli etmeye çalışırlar. Kedi sahipleri evlerinde besledikleri kedilerin hal ve hareketlerini zamanla öğrenirler. Ne zaman ne istediğini, ne için miyavladığını, ne için koşturduğunu anlayabilirler. Ancak bazen anlayamadıkları durumlar da olabilir. Biz de kedilerin miyavlama sebeplerini sizin için anlatmaya çalışacağız.

Kediler Neden Miyavlar ?


  • Mama, su veya tuvalet ihtiyacını belli etme amaçlı miyavlayabilir. Kedilerin de insanlar gibi yemek yemeye ihtiyaçları vardır. Kuru mama ile beslenen kediler mama kaplarını boş bulduklarında miyavlayabilirler. Veya günde bir iki öğün yaş mama ile beslenen kediler beslenme saatleri geldiğinde miyavlayarak size mama saatlerini anımsatmaya çalışabilirler. Karnının acıktığını size anlatmaya çalışırlar. Tuvalet dolayısıyla miyavlamaları ise tuvaletinin pis olması sebebiyle olabilir. Uzun günler boyunca kedinizin tuvaletini temizlemediğiniz takdirde kediniz size adeta isyanlar edebilir veya farklı yerlere tuvaletini yapabilirler.

  • Sizin dikkatinizi çekmek için miyavlayabilirler. Kediler ilginin sürekli üzerlerinde olmasını isteyen, sürekli oyunlar oynamak isteyen küçük tüylü dostlarımızdır. Canı sıkıldığında, sizinle oyun oynamak istediğinde, sizinle vakit geçirmek istediğinde yine bunu size miyavlayarak anlatmaya çalışırlar. Kediler yalnızlığı sevmezler. Bazı yerlerde kedilerin yalnızlığı sevdiği söylenir ancak biraz mantıklı düşündüğünüzde kedilerin yalnızlığı sevmeleri için bir sebep olmadığını anlayabilirsiniz. Yalnız oyunlar oynamaktan sıkılabilirler, ilgiye, sevgiye, okşanmaya ihtiyacı olabilir. Sizi özlemiş olabilir. Bunun için miyavlayabilirler. Bu miyavlamaların sonrasında onunla oynadığınızda, onu okşadığınızda o guruldanmalarından sizi ne kadar özlediğini ve sevdiğini anlayabilirsiniz.


  • Bir hastalığı olabilir. Kedinizin miyavlamalarında bir gariplik, anormallik gördüğünüzde bu maddeden şüphelenebilirsiniz. Kediniz acıklı acıklı ve garip bir şekilde miyavlıyorsa veteriner hekiminiz ile iletişime geçmenizi öneririz. Bebeklerin ağrılarını, sızılarını ağlayarak belli ettikleri gibi kediler de hastalıklarını miyavlayarak belli etmeye çalışırlar, sizden yardım isterler.

  • Kızgınlık döneminde olabilir. Kediler kızgınlık dönemlerine girdiğinde de sanki bir ağrısı, hastalığı varmış gibi miyavlarlar. Gece, gündüz ayırt etmeden, yalnız veya sizin yanınızdayken yüksek seste miyavlayabilirler. Kızgınlık dönemindeki bir kedi miyavlamanın yanında kapıları tırmalama, camdan sürekli dışarıyı izleme, dışarıdaki kedilerin kokusunu alma gibi belirtiler de gösterir. Kedilerde kısırlaştırma ile ilgili detaylı bilgi için "Kedi Kısırlaştırma - Kediler Ne Zaman Kısırlaştırmalıdır?" makalemizi inceleyebilirsiniz. Bu miyavlamalar kısırlaştırma sonrası veya çiftleştirme sonrasında yüksek olasılıkla sona erer.


Faydalanılan Kaynak

http://www.kedibilgileri.com/kediler-neden-cok-miyavlar


Kaynak: Pet Patiler

22 Haziran 2017 Perşembe

Köpeklerde Mantar Nedeni, Belirtileri ve Tedavisi

köpeklerde mantarKöpeklerde mantar hastalığı en çok rastlanan köpek rahatsızlıkları arasında yer almaktadır. Köpeklerde mantar hastalığının birden çok türü bulunur. Mantar hastalığının etkeni köpeklerin kıl köklerine yerleşerek ikincil bakteriyel enfeksiyonlar ile birleşir ve bunun sonucunda da köpeklerde mantar hastalığı ortaya çıkar. Bunun yanında da mantardan dolayı kıl kökü iltihaplanması durumu karşımıza çıkar.

Köpeklerde Mantar Hastalığı Neden Olur? Nasıl Bulaşır?


Mantar enfeksiyonu bulaşıcı bir hastalıktır. Bulaşması birden çok şekilde olabilir.
  • Mantar enfeksiyonunu kapmış olan başka bir köpekten bulaşabilir.

  • Mantar enfeksiyonu geçirmiş olan bir hayvanın kullandığı bir eşya, havlu, tarak gibi şeyler aracılığıyla bulaşabilir.

Köpeklerde Mantar Enfeksiyonu Belirtileri Nelerdir?


Mantar enfeksiyonu köpeklerde farklı şekillerde görülebilmektedir. Bir köpek çok belirgin belirtiler gösterirken diğer köpek hafif belirtilerle kendini gösterebilmektedir. Pullanma ve cilt yanığı şeklinde kendini gösterebilen bu enfeksiyon köpeklerde baş, boyun, kulak dibi, patiler ve farklı bölgelerde görülebilmektedir.

Bu enfeksiyon genç yaştaki kedi ve köpeklerde daha sık görülmektedir. Barınaklarda, pet shoplarda görülme oranı daha yüksektir. Bunun sebebi hastalığın yukarıda da belirtmiş olduğumuz gibi bulaşıcı olmasıdır. Bir köpekten veya kediden diğerine kolaylıkla bulaşabilen bir hastalıktır.

Köpeklerde mantar hastalığında tüy dökülmesi meydana gelmektedir. Bu tüy dökülmesi bölgesel olarak görülür. Dairesel şekillerde tüyler dökülür ve zamanla o bölge tüysüz kalır.
  • Köpeklerde mantar hastalığının en başta gelen belirtisi kaşıntı ve kızarıklıktır. Kaşıntı günden güne artabilir veya azalabilir.

  • Köpeğinizin tüylerinde dökülmeler görülebilir. Bölge bölge tüy dökülmeleri meydana gelebilir. Dökülen tüylerin olduğu bölgelerde tüy kırılması ve kepeklenmelerde meydana gelebilir.

  • Köpeklerde mantar enfeksiyonu ile birlikte köpeğinizin tırnaklarında kuruma, dökülme görülebilir.

  • Kulak içinde enfeksiyonlar görülebilir.



Uzun ve sarkık kulaklı köpeklerin kulakları mantara daha müsait bir şekildedir. Bunun için köpeğinizin kulaklarını sık sık düzenli olarak kontrol etmelisiniz.

Suyu seven, yüzmekten zevk alan köpeklerde de aynı şekilde kulaklarda mantar meydana gelme olasılığı diğerlerine göre daha yüksektir. Su ile temastan sonra köpeğinizin kulaklarını temizlemeli ve kurulamalısınız.

Köpeklerde kulaklarda görülen mantarlar ard arda görülebilmektedir. Köpeğinizin kulaklarını kontrol altında tutmalısınız.

Köpeklerde Mantar Tedavisi Nasıl Yapılır?


Mantar bir defa tedavi edildikten sonra tekrar görülme ihtimali oldukça yüksek olan bir enfeksiyondur. Bu enfeksiyonun tedavisinde veterineriniz size uygun olan damla, krem veya şurubu verecektir. Günlük olarak vermeniz gereken ilaç miktarına uymanız önerilir.

Veterinerinizin vermiş olduğu ilacı kullanırken köpeğinizin hijyenine oldukça dikkat etmelisiniz. Mantarlı bölge ile temas eden tüm eşyalarını dezenfekte etmelisiniz.

Mantar için ilaçlı şampuanlar kullanılabilir. Ancak bu kesinlikle kendi başınıza göre vermemeniz gereken bir karardır. Veterinerinizin uygun gördüğü şampuan ve şampuan miktarı ile yıkamalısınız.

Tedavi 1 ile 2 ay kadar devam etmelidir.

Kedilerde Mantar Hastalığı ile ilgili bilgi için "Kedilerde Mantar Hastalığı" konulu makalemizi inceleyiniz.

 

Faydalanılan Kaynak

http://www.kopeklerhakkindahersey.net/mantar/


Kaynak: Pet Patiler

21 Haziran 2017 Çarşamba

Sokak Hayvanları İçin Arayabileceğiniz Telefon Numaraları

sokak hayvanlarıEvlerimizde beslediğimiz kedilerimiz, köpeklerimiz, kuşlarımız veya farklı evcil hayvanlarımız yaşam standartları açısından oldukça şanslıdırlar. Ancak sokak hayvanları için bu standartlar bir o kadar düşüktür. Sokak hayvanları için hayat zorlu bir süreçtir. Sokak hayvanları arasında düzgün beslenememekten kaynaklı, hava şartlarından kaynaklı bir çok hastalık görülmektedir. Bu hastalıkların yanı sıra araba kazaları, insanlar tarafından uygulanan şiddet halleri gibi durumlar da başlarına gelmektedir.

Çoğu hayvan sever sokak hayvanları için mama, su, yuva yardımı yapmaktadır. Ancak her ne kadar yardım edilse de 50 tane kediden, köpekten yalnızca 3-5 tanesi düzenli olarak beslenmektedir. Belediyelerde ve hayvan barınakları da sokak hayvanları için mama dağıtımı vs. yapmaktadır. Genellikle hasta ve bakıma ihtiyacı olan kedi, köpeklerin bulunduğu hayvan barınma alanları mevcuttur. Bu barınaklarda sokakta kendi başına yaşam sürdüremeyecek hayvanlar için tedaviler, beslenmeler yapılmaktadır. Çoğu belediye sokak hayvanları için bu hizmetleri vermektedir. Siz de eğer sokakta hasta, bakıma muhtaç, yaralı bir hayvan gördüğünüzde bulunduğunuz belediyenin barınağını arayarak ona yardımcı olabilirsiniz.



Altta sokak hayvanları için belediye barınaklarının telefon numaralarını yazdık. Yukarıda da belirttiğimiz gibi bakıma muhtaç, hasta veya yaralı bir hayvan gördüğünüzde belediyenizin barınağını arayınız ve yardım talebinde bulununuz.

İstanbul ilindeki sokak hayvanları için arayabileceğiniz barınakların telefon numaraları ;


Bahçelievler Tedavi, Kısırlaştırma ve Müşahede Merkezi
0212 652 2615

Bağcılar Belediyesi Kısırlaştırma ve Rehabilitasyon Merkezi
0212 659 20 48

Bakırköy Belediyesi Sokak Hayvanları Geçici Bakımevi
0212 414 97 77

Bayrampaşa Belediyesi Barınağı
0212 544 73 62

Beylikdüzü Belediyesi Kısırlaştırma ve Rehabilitasyon Merkezi
0212 856 22 88

Beyoğlu Belediyesi Rehabilitasyon Merkezi
0212 210 22 22

Esenler Belediyesi Rehabilitasyon Merkezi
0212 482 41 16

Gaziosmanpaşa Belediyesi Küçükköy Rehabilitasyon Merkezi
0212 479 47 65

Güngören Belediyesi Hayvan Toplama ve Kısırlaştırma Merkezi
0212 462 26 40

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Hasdal Rehabilitasyon Merkezi
0212 360 29 19

SHKD Doğal Yasam Alanı
0212 227 72 65

Mimar Sinan Belediyesi Hayvan Barınağı
0212 883 91 75

Sarıyer Belediyesi Kısırkaya Rehabilitasyon Merkezi
0212 242 52 71

Silivri Belediyesi Rehabilitasyon Merkezi
0212 727 18 63

Şişli Belediyesi Hayvan Kısırlaştırma ve Rehabilitasyon Merkezi
0212 221 85 89

Fatih Belediyesi Yedikule Hayvan Barınağı
0212 633 58 57

Zeytinburnu Belediyesi Rehabilitasyon Merkezi
0212 664 61 01

Kadıköy Belediyesi Geçici Hayvan Bakım Merkezi
0216 415 67 61

Şile Belediyesi Hayvan Barınağı
0216 711 22 74

Tuzla Rehabilitasyon Merkezi
0216 393 00 10

Ümraniye Belediyesi Rehabilitasyon Merkezi
0216 630 20 01

Ankara


Çankaya Belediyesi Sahipsiz Hayvan Rehabilitasyon Merkezi
0312 442 37 18

Cemil Erkök Rehabilitasyon Merkezi
0312 215 15 55

Antalya


Antalya Hayvan Barınağı
0242 332 5318

Aydın


Söke Belediyesi Hayvan Barınağı
0256 512 98 96

Bursa


Bursa THKD Karacabey Ovakorusu Ayı Barınağı
0224 280 82 50

Osmangazi Belediyesi Sahipsiz Hayvanlar Doğal Yaşam Merkezi
0224 241 41 04

İzmir


Aliağa Belediyesi Sokak Hayvanları Rehabilitasyon Merkezi
0232 616 19 80

Çeşme Belediyesi Hayvan Barınağı
0232 723 06 34

İzmir Büyükşehir Belediyesi Işıkkent Barınağı
0232 437 02 08

 

Edirne


Edirne Belediyesi Sokak Hayvanları Geçici Bakımevi
0284 235 52 31

Kütahya


Kütahya Belediyesi Hayvan Bakım Evi
0274 223 60 12

Manisa


Manisa Belediyesi Tedavi ve Bakım Merkezi
0236 234 31 30

Muğla


Marmaris Belediyesi Hayvan Rehabilitasyon Merkezi
0252 413 98 82

THHD Turgutreis Şubesi Geçici Bakımevi
0252 382 39 30

BHDD Bodrum Hayvan Barınağı
0252 316 33 03

Tekirdağ


Tekirdağ Belediyesi Sahipsiz Hayvan Toplama ve Islah Merkezi
0282 262 36 26

Çorlu Belediyesi Hayvan Barınağı
0282 651 16 15

 

Faydalanılan Kaynak

http://www.patiliyo.com/sokak-hayvanlari-icin-yardim-telefonlari/

 


Kaynak: Pet Patiler

20 Haziran 2017 Salı

Otomobilini Kedi Yuvası Yapan Koca Yürekli İnsan Tahir Çeven

tahir çevenDünya insanların olduğu kadar hayvanların da dünyası… Dünyadaki insanların bir çoğu bunun farkında değil ya da farkında değilmiş gibi yapmak işine geliyor. Hayvan sevgisi tanımlanamayan, her insanda mutlaka olması gereken bir histir. İnsanların bakımına muhtaç olan hayvanlara elimizden geldiğince yardım etmeye çalışmalıyız.

Hayvan sevgisi demişken son günlerde gündeme gelen İzmir’de gerçekleşen bir olayı aktaralım sizlere.



İzmir’de taksi şoförlüğü yapan, evini bu meslekle idare eden bir hayvan sever Tahir ÇevenTahir Çeven sokaktaki kedilerin ona olan muhtaçlığını hissetmiş ve sokak kedileri için büyük bir adım atarak 1977 model bir araba satın almıştır. Bu arabayı sokak kedilerine hem revir hem de yuva olarak kullanmaktadır. Bu karşılık beklemeden yapılmış olan iyiliği çoğu insanın yapması oldukça zordur. Hatta bu davranışı hor görüp, saçmalık olarak gören insanlar da muhakkak ki çıkacaktır. Allah’ın bu sessiz kullarım diye nitelendirdiği minik canlılara yapılan iyiliği hor görmek kadar enteresan bir durum yoktur bizce…



İzmir – Karabağlar’da taksi şoförlüğü ile uğraşan Tahir Çeven, kedilere bu kadar bağlı olmasının sebebini 15 sene evvel izlemiş olduğu bir belgeselden dolayı olduğunu belirtiyor. İzlemiş olduğu belgeselden sonra hayatının büyük bir kısmını kedilere yardım ederek, onları iyileştirerek, besleyerek, ilgi gösterek geçirdiğini belirtiyor.

Kedilere olan yardımları ilk olarak çevredeki kedilerin uğrak yerlerine kediler için yuvalar yaparak ve mamalar koyarak başlamış. Son olarak en büyük iyililği ise 4 sene önce aldığı araba olmuş. Bu araba sokak kedilerinin hem evi hem de hastanesi niteliğinde… Bu arabanın içerisinde Tahir Çeven onların hastalıklarına ilaç veriyor, mama ve su veriyor. Arabayı yuvaları olarak gören kediler ise bu arabada yatıyor, kalkıyor, oturuyor.

 

Almış olduğu arabayı bazen kendi işlerinde de kullandığını belirten Tahir Çeven, arabanın içerisinde bulunan kediler ile yolculuklar dahi yaptığını belirtiyor. Her gün kedilerin sağlık durumları ve temizlikleri ile ilgileniyor. Yuvaya bırakılan hasta, sakat kedileri iyileştikten sonra bu arabanın olduğu bölgeye getiriyor. Arabada beslenmeye alıştırıyor. Bunu yapmasının sebebinin kedilerin yeni yuvaya kolay alışmalarını sağlamak istemesi olduğunu söylüyor.



Mahalle sakinleri ona “Kedilerin Dostu” ismini vermiş. Günde yaklaşık olarak 50 kedinin mama ve su ihtiyacını karşılayan bu kedi dostu insan aynı zamanda kendi evinin bahçesinde de hasta ve yaralı kediler için revir yapmış. Burada kedilerin sağlığına kavuşmaları için gereken, elinden gelen her şeyi yaptığını belirtiyor.

Yapmış olduğu bunca iyiliğin yanında yine sokaktan bulmuş olduğu gözleri görmeyen minik bir kedisi daha var Tahir Çeven’in. Ona da Bircan ismini vermiş. Baktığı kedilerin bir kısmına isim verdiğini söyleyen Tahir Çeven ayrıca “ Kedilerin günlük maliyeti 10 TL, onların rızkını da Allah veriyor.” Şeklinde konuştu.



Yapmış olduklarından dolayı Tahir Çeven’i takdir ediyoruz. Herkes bu kadarını yapamasa da en azından gördüğü kedilere, köpeklere merhamet gösterip, mama ve su verilebilir.

Haberin Videosunu aşağıda izleyebilirsiniz.

[embed]https://www.youtube.com/watch?v=1oERR38OjCY&feature=youtu.be[/embed]

Faydalanılan Kaynak

http://listelist.com/tahir-ceven-izmir/

 


Kaynak: Pet Patiler

19 Haziran 2017 Pazartesi

Kediler Neden Sudan Korkar - Neden Suyu Sevmezler?

kediler neden sudan korkarKedilerin suyu sevmediği, sudan korktuğu evinde kedi besleyen yada beslemeyen her insan tarafından bilinen bir gerçektir. Kendi temizliklerine bu kadar önem veren bu tüylü dostlarımızın su gibi bir şeyi sevmemesi insanlara garip gelebilir. Peki kediler neden sudan korkar ? Neden suyu sevmezler?

Van kedisinin suyla oynamaktan büyük zevk alması bize bütün kedilerin aynı olmadığını gösteriyor. Başka suyu seven kedi cinsleri de bulunmaktadır ancak aralarında en çok bilineni Van Kedisidir.

Kediler Neden Sudan Korkar ?


Temizliklerine bir hayli önem veren, hatta ömürlerinin yarısını kendilerini temizleyerek geçiren kedilerin suyu sevmeme sebeplerinden ilki suyla temastan sonra onların da üşümeleridir. İnsanlarda olduğu gibi kedilerde de ıslandıktan sonra üşüme meydana gelir. Her ne kadar tüylü de olsalar tüyleri de bir yere kadar onları sıcak tutmaktadır. Yıkandıktan sonra tüyleri hemen kurumadığından dolayı vücut ısıları düşer ve bu da onlar için pek iyi bir durum değildir. Aslına bakarsanız kedilerin yıkanması gereksiz bir harekettir. Çok mecbur kalınmadıkça, kediniz kendisinin temizleyemeyeceği bir kire bulaştığında veya kendi kendini yalamasına engel bir durum olduğunda belki yıkama işlemine başvurulabilir. Kediler günde neredeyse 3-4 saatlerini kendi temizliklerine ayırırlar. Bu kadar temizliğine düşkün bir hayvanın yıkanması hem onun için boşa işkence, hem de size zorluk olacaktır. Ayrıca kediniz yıkamaya alıştığında kendi temizliğini yapmamaya başlayabilir. Bu da kedinizin tuvalet sonrası veya başka kirlenmeler sonrasında kokmasına veya farklı durumlar yaşanmasına sebep olabilir.

Ayrıca kediler neden sudan korkar sorusundan ziyade kedilerin suyu neden sevmediğini değerlendirmeliyiz. Korkmaktan daha çok sevmemek diyebiliriz. Örneğin siz buz gibi bir suda yıkanmaktan hoşlanmıyorsunuzdur muhtemelen. Buz gibi suyla yıkanmak yerine sıcak su ile yıkanmayı tercih edersiniz. Kediler de suyla yıkanmaktansa kendi dillerindeki dezenfekten madde ile kendilerini yalayarak temizlemeyi tercih ediyorlar.



Kediler neden sudan korkar sorusunun cevapları arasında yağmuru neden sevmediklerini de inceleyebiliriz. Kediler yağmurlu havadan, yağmurdan da hoşlanmazlar. Yine bunun da sebebi yukarıda belirtmiş olduğumuz ıslandıktan sonra hemen kurumayarak üşümeleridir. Ve dışarıda gezen kediler yağmur sonrası illa ki çamura, toprağa bulaşırlar. Vücutlarına bulaşan bu kirleri temizlemek onların epey bir zamanını almaktadır. Bir de yağmur kedilerin görme ve duyma duyularını kısıtlamaktadır. Kulakları da yağmur suyuna maruz kalırsa kulak enfeksiyonlarını geçirebilirler.

Kediler Neden Sudan Korkar ? Kediler Suya Alıştırılabilir mi?


Kedilerin suya alışması imkansıza yakın bir zorluktadır. Sudan nefret eden bir kedi için suya alıştırma çalışmaları ona suyu sevdirmek yerine daha çok sudan nefret etmesine sebep olabilir. Kedilerin kafalarının dikine ve kendi bildikleri yolda ilerlemelerini her kedi besleyen kişi bilmektedir. Bu karakter yapıları da işinizi oldukça zorlaştıracaktır. Kedinizi  suya alıştırmaya çalışmak gerçekçi olmak gerekirse boşuna uğraşmak olur. Kendi kendine suyu severse sever, sevmezse sizin sevdirmeniz imkansızdır.

Suyu seven kediler için "Kediler Nasıl Yıkanır-Kediler Yıkanmalı Mıdır?" makalemizi inceleyin.

 

Faydalanılan Kaynak

www.ipuclarim.com/kediler-neden-suyu-sevmezler

 


Kaynak: Pet Patiler

15 Haziran 2017 Perşembe

Sarı Prenses Balığı Özellikleri, Bakımı ve Üreme Süreçleri

sarı prenses balığıÜlkemizde sarı prenses balığı adı ile bilinen electric yellow balıkları malavi çiklet balığı türünden gelmektedir. En çok tercih edilen akvaryum balıkları arasında yer almaktadır. Akvaryumda sık görülmelerinin ve çok tercih edilmelerinin sebebi üremelerinin ve bakımlarının kolay olmasıdır.

Bu balıkların beslendiği akvaryumda ph dengesi 7,5 ve 8,5 aralığında olmalıdır. Geniş alanlarda yaşamaları sarı prenses balığı için daha sağlıklıdır. En az 120 litre su alan bir akvaryum sarı prenses balığı için uygundur. Haftalık akvaryum temizliği gerekir. Ancak bu temizliğin her hafta detaylı olmasına gerek yoktur. Suyun bir kısmı alınıp yerine temiz su eklenerek haftalık su bakımı yapılabilir. Sarı prenses balığı ortalama 10 – 12 cm kadar uzunluğa erişebilirler.

Sarı Prenses Balığı Beslenmesi – Hangi Balıklarla Birlikte Yaşayabilirler?


Sarı prenses balığı kendi doğal alanlarında kayalık bölgelerde yaşarlar. Bundan dolayı sarı prenses balığı besleyecekseniz eğer akvaryum düzeninin onların doğal yaşam alanlarına uygun bir şekilde olması gerektiğini göz önünde bulundurun. Akvaryum içerisinde mağara, kaya şeklinde süsler olmalıdır. Yine sarı prenses balıkları doğal ortamlarında yosun kalıntılarını ve küçük omurgasız hayvanları yemektedir. Akvaryumda beslenen sarı prenses balıkları da aynı şekilde bu beslenme düzenine uygun yemlerle beslenmelidir. Sarı prenses balıklarının olduğu akvaryumda bitki olmamalıdır.

Kendi türünden balıklar ile beslenmesi halinde daha sağlıklı ve daha huzurlu görüntüler elde edilebilir. Kendi türleri arasında da kavga edebilen bir balık türüdür.



 

Sarı Prenses Balığı Cinsiyet Ayrımı Nasıl Yapılır?


Bu balık türlerinde dişi erkek ayrımı yapmak mümkündür. Eşleşme dönemlerinde erkek sarı prenseslerin yüzü karararak mavimsi bir renge bürünür. Erkekleri dişilere göre daha iri bir yapıdadırlar. Dişilere göre erkekler daha canlı renklere sahiptir. Bu balıkların alt yüzgeçlerinde siyah bant şeklinde desenler yer alır. Dişilerde soluk ve beyaz gibi olan bu bant erkeklerde daha parlak renkte karşımıza çıkar.

Akvaryum içerisinde bir erkek sarı prensese üç dişi prenses balığı düşecek şekilde sayılar belirlenmelidir. Daha fazla yavrulama bu şekilde mümkündür.

Sarı Prenses Balıkları Nasıl Ürerler?


Prenses balıklarının dişileri ağızlarında kuluçka yaparak üremelerini gerçekleştirirler. Yavrulama süreleri 23 gün sürer. Dişi prensesler üreme süreçlerinde ağızlarında yumurtalarını tuttukları için besin yemezler. Bundan dolayı 23 gün boyunca besin tüketmemiş olan dişi prenses balığının üreme süreci sonrasında beslenmesine dikkat edilmelidir.

Üreme süreçlerinde dişi prensesler stres veya huzursuzluk yaşayabilirler ve ağızlarındaki yumurtaları aşağıya atabilirler. Dişi prenseslerde sorun olup olmadığını anlayabilmeniz renklerindeki değişimlerden mümkündür. Stresli bir dişide deride kararmalar görülebilir.

Erkek balıklar yavruları ile ilgilenmezler. Dişi prenses balığı yavrularını kendi başına yetiştirir. Yavruların gelişimine destek sağlamak için artemia isimli yemden verilmelidir.

 

Faydalanılan Kaynak

http://www.balik.web.tr/prenses-baligi.html

 


Kaynak: Pet Patiler

12 Haziran 2017 Pazartesi

Kedi ve Bebek Bir Arada Olur mu? Kedim Bebeğime Zarar Verir mi?

kedi ve bebekEvinde kedi besleyen evli çiftlerin bebek düşünmeye başlaması ile birlikte akıllarına gelen ilk sorunlardan biri de kedi ve bebeğin anlaşıp anlaşamayacağıdır. Evinizi sahiplenmiş bir kedi eve yeni bir birey, üstelik minik ve ona göre farklı bir birey geldiğinde nasıl bir tepki verecek? Kedi ve bebek bir arada olur mu? Kediniz ile bebeğinizin aralarının iyi olmasını nasıl sağlayabilirsiniz? Bu soruların cevaını gelin birlikte inceleyelim…

Kedi ve Bebek Birbirine Nasıl Alıştırılmalı?


Kedinizle bebeğinizin arasının iyi olması için sizin yapabileceğiniz bazı şeyler vardır. Bunları sizler için aşağıda sıraladık ;
  • Kedinize olan ilginizi ve sevginizi azaltmayın.


Kediler kendilerini evin reisi, evin en çok sevileni, evin bebeği olarak görebilirler. Onlar için sevilmek, onunla oyunlar oynanması, ilgi gösterilmesi paha biçilemez bir şeydir. Evinize yeni bir birey geldiğinde, bebeğiniz olduğunda da kedinize olan ilginizi eksiltmemeye çalışmalısınız. Genellikle 1 yaşından büyük kediler yavru kediler kadar hareketli olmadıklarından günün yarısından fazlasını uyuyarak geçirirler. Bundan dolayı yavru kediye nazaran yetişkin bir kedi ile bebek bir arada daha kolay yaşayabilirler.

Veya kedinize olan ilginizin azalacağını düşünüyorsanız yine bir kaç ay öncesinden de ona olan ilginizi biraz daha azaltmalısınız. Eve gelen bebek ile birlikte bir anda ilgi azalması ile karşı karşıya kalmamalıdır.
  • Kedinizin mizacı, olaylara verdiği tepkilere dikkat edin.


İnsanlarda olduğu gibi kedilerde de her türlü karakteristik özellik vardır. Kimi kedi çok sakin bir yapıdayken kimi kedi durduğu yerde saldırganlaşabilmektedir. Bazı kedilerin bebeklerle direk iyi anlaşıp biribrlerini sevmesini beklemek yanlış olur. Bazı kedi sahipleri bebeklerinin doğumuna yakın kedilerine farklı yuvalar bulmaktadırlar. Ancak kedinizden vazgeçmek ve ona farklı bir yuva bulmak çok alışılabilir, kolay olan bir durum değildir. Kedinizin karakterini siz bilirsiniz, sakin yada sinirli bir kedi olduğuna karar vermelisiniz ve onu bebekle bir arada yaşamaya henüz bebek doğmadan alıştırmalısınız. Çoğunlukla kediler eve gelen bireyi kabullenirler, sorun yaratmazlar. Ancak ekstra agresif kedilerde bu duruma önlemler alınmalıdır, dikkatli olunmalıdır.
  • Kedi ve bebek arasında uyumlu bir yaşam sağlanmalı.


Kediniz, bebeğiniz ve sizin mutlu mesut bir hayat sürdürmeniz için kedinizin kendine ait olan yatağı, mama kapları, kum kabı ve oyuncakları olması gerekmektedir. Ki zaten bu eşyalar bebek olsun olmasın kedili bir evin olmazsa olmazlarındandır. Bu eşyaların yerleri sürekli değiştirilmemelidir. Mama ve su kapları kum kabının yanında olmamalıdır, kum kabı ayak altında sürekli gelip geçilen bir yerde olmalıdır. Kediniz mamasını ve suyunu, kumunu dilediği zaman rahatlıkla bulabilsin ve kullanabilsin. Kedinin eşyalarının olduğu oda ile bebeğin eşyalarının olduğu oda ayrı olmalıdır. Bebeğiniz yürümeye başladığında kedinizin sakin ve huzurlu bir yere ihtiyacı olacaktır. Kedinizin yatağı da yine ayak altında olmamalıdır. Bu eşyaların yerleri bebek eve gelmeden bir kaç ay öncesinde düzenlenmelidir. Aniden tüm düzenin değişmesi kedinizi huzursuz edebilir.


  • Odaya giriş engeli olmalı.


Bebeğinizin beşiğinin olacağı oda muhtemelen kedinizin bebekten önce rahatça girip çıktığı bir oda olacaktır. Bu odaya giriş engelini bebek doğmadan bir kaç ay öncesinden yapmalısınız. Yine aniden kedinizin önüne böyle bir engel koymanız onu huzursuz edecektir. Kıskançlık sorunu çıkacaktır.
  • Bölgelerindeki değişiklikler alıştırılmalı.


Kediler herşeyi koklayarak anlayan, inceleyen hayvanlardır. Kediler huzursuz olduklarında, istemedikleri bir durum olduğunda hoşlarına gitmeyen  yerlere idrar bırakmaktadırlar. Bebeğinizin eşyalarını bu durumdan korumak için eşyaları aldığınızda henüz kullanmaya başlamadan önce bir defa kedinizin o eşyaları koklamasına ve tanımasına izin vermelisiniz. Eşyalarınıza ve yeni düzeninize kedinizin alışması için onu bir anda engellememelisiniz. Ya da yeni gelen bir eşyayı tanımaya çalışırken ona kızıp bağırmamalısınız. Unutmayın ki bir anda engellenen oda ve eşyalar kediler için merak konusudur. Daha çok o odaya girmeye, o eşyaya ulaşmaya çalışma çabasına girer. Bu durumu ona ilk defasında tanımasına fırsat vererek önleyebilirsiniz.
  • Kedinize ödüller, övgüler verin.


Örneğin, kediniz bebek odasına girmek istediğinde tepkisiz kalın, içeri girme çabalarından vazgeçtiğinde ona ödül verin, sevin veya onunla oynayın. Sert ve bağırarak eğitim vermek kediler üzerinde olumsuz etkiler yaratır. İstemediğiniz sonuçlar doğabilir. Aynı şekilde teşvik etmek istediğiniz hareketleri ödüllendirerek ona öğretmeye çalışabilirsiniz. Kedilerin kulakları çok hassastır. Bu hassas kulakların bebek ağlamalarına, çığlıklarına alışması için bebek doğmadan önce telefondan bebek sesleri vs. dinletilmesi onun için iyi olacaktır. Bu seslere de alışmasında fayda sağlar.
  • İlk karşılaşmalarında dikkat edilmelidir.

Kedi ve bebek karşılaşmalarında kedinizin daha önceden bir bebek ve çocuk görmesi önemlidir. Evinize gelen misafir çocuklarına kedinizin verdiği tepkileri inceleyin. Tepkilerine göre önlemler alın. İlk karşılaşmalarda kediniz şaşıracağından, koklayabilir ve bir tehlike sezebilir. Kedinize bir tehlike olmadığını sakin ve ılımlı bir şekilde göstermelisiniz. Evinize gelen misafir çocuklarının kedinizin peşinde koşturmasına ve onu sürekli kucaklayarak sıkmalarına izin vermeyin. Bu kedinizi çocuklara karşı daha mesafeli ve daha alışması zor bir hale sokabilir. Kediniz bebek ile sakin ve düzgün bir şekilde oynadığında, yanında sakin oturduğunda da kedinize ödüller vermelisiniz. Bunun doğru bir davranış olduğunu ona bu şekilde anlatabilirsiniz.
  • Bebeğinizin eve ilk geldiğinde onları tanıştırmalısınız.

Kedi ve bebek birbirlerini eve ilk geldiklerinde tanımalıdır. Yukarıda bahsetmiş olduğumuz hazırlıkları yaptığınızda kediniz muhtemelen bebeğe büyük tepkiler vermeyecektir. Eve bebeğinizi getirdiğinizde uzaktan da olsa kedinizin bebeğinizi koklamasına ve tanımasına izin verin. Daha sonrasında bu kadar yakın temas kurmak zorunda değilsiniz. Ki muhtemelen kediniz bebeğinizin ağlamalarından ve hareketlerinden çekinecektir. Bu küçük insanın ona garip gelmesini hoş karşılamalısınız.


Kedi ve bebek bir arada yaşayabilir mi?


Evet. Bahsettiğimiz hazırlıklar yapıldığı takdirde kedi ve bebek bir arada yaşayabilir. Parazit aşıları düzenli olarak yapılan kedilerin bebeğinize zarar verme ihtimali yoktur. Araştırmalar sonucunda parazit aşıları yapılan bir kedi tüyünün insan saç kılından bir farkı olmadığı saptanmıştır.

Kedi tüyü kist yapar mı? Kedi ve Bebek Bir Arada Zarar Görür mü?


Eskilerden bu yana gelip geçer bu konu… Kedi tüyü kist yapar, ciğerine yapışır…

Parazit aşıları olan bir kedinin tüylerinin kist yapma olasılığı neredeyse imkansızdır. Kedi tüyünün kist yapması için kedinizde parazit buluması gerekmektedir. Bu parazit iç parazit adıyla veya echinococus adı ile anılmaktadır. Kedilerde bu parazitin görülmesinin sebepleri çiğ et yemesi, veya parazitli topraktan çıkmış bir sebzeyi yıkanmadan yemesi olabilir. Veya parazitli bir kediden bulaşabilir. Ancak çoğu ev kedisi dışarıya çıkmadığından ve çiğ et ile beslenmediğinden bu parazitin görülme ihtimali yoktur. Ki iç parazit aşıları bu paraziti engellemektedir.

Kedi tüyü oldu da yutuldu, o zaman ne olur? Yutulan kedi tüyleri insan saçından farksızdır. Mevsimsel olarak dökülen tüylerin yutulması halinde insan vücudu bağırsakları ile bu tüyü atmaktadır. Veya solunum yollarına kaçan bir tüy ise hapşırık, kaşıntı gibi şekillerde dışarı atılır.

Kedilerin bebeklerin bağışıklık sistemlerini güçlendirdiği araştırmalar sonucunda elde edilen bilgiler arasındadır. Gebelik süresince ve doğduktan sonra kedi ile büyüyen bebeklerin kedi olmadan büyüyen bebeklere oranla daha az hastalık geçirdiği kanıtlanmıştır. Psikolojik olarak faydaları ise bebeğinizin daha sosyal ve özgüvenli yetişmesidir.

Hamilelikte kedi besleyenler için ; "Gebelik ve Kedi Besleme" konumuzu inceleyin.

 

 

Faydalanılan Kaynak

http://www.hillspet.com.tr/tr-tr/cat-adult/cat-and-baby.html

 


Kaynak: Pet Patiler

10 Haziran 2017 Cumartesi

Aksaray Malaklısı Özellikleri, Bakımı ve Beslenmesi

aksaray malaklısıAksaray Malaklısı Anadolu’dan gelme bir köpek ırkıdır. 17. Yüzyılda ortaya çıkmıştır. Malak sözcüğü genelde manda yavrularına verilen isim olarak bilinir ancak Aksaray’da dudak yada yanak manasına gelmektedir. Aksaray Malaklısı ırkı köpekler 17. Yüzyıldan bu yana bulunmaktadır ancak bu ırk köpekler Kangal köpekleri ile çok karıştırıldığından yeni yeni popülerlik kazanmıştır. Günümüzde popüler olmasının sebepleri arasında bir kaç sene öncesinde Aksaray Belediye Başkanı tarafından Recep Tayyip Erdoğan’a hediye edilen yavru Aksaray Malaklısı köpekleridir.

Bu ırk köpekler Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde “Anadolu Aslanı”  olarak geçmektedir.

Aksaray Malaklısı Görünümü


Kangal köpeğine olan benzerliği ile öne çıkan Aksaray Malaklısı aslına bakarsanız Kangal köpeğine göre daha büyük yapılı bir köpektir. Erkek cinslerinde boy 120 ile 130 cm arasında, kiloları 80 ile 120 kg. arasında değişiklik gösterebilir. Dişilerde ise boy 100 ile 110 cm arasında, kilo ise 55 ile 85 kg. arasında değişiklik gösterir. Aksaray Malaklısı kısa tüylü bir kürke sahiptir. Kısa tüyleri oldukça sık şekildedir. Kafa yapısı büyüktür. Kulakları aşağıya doğru sarkar ve fazla uzun değildir. Vücudunun ve kafasının iriliği dolayısıyla çene kısmı kat kat durmaktadır. Kürkünün rengi krem, kahverengi olabilir. Dudakları aşağıya sarkık durur. Vücuduna orantılı olarak göğüs kısmı geniştir, bacakları ise kalın br yapıdadır.

Aksaray Malaklısı Karakter Yapısı


Bu ırk köpekler oldukça iri, büyük köpeklerdir. Vücudunun tüm her yeri diğer köpek cinslerine göre çok daha büyüktür. Ancak bu iri ve ürkütücü görüntüsünün tam aksine tanıdığı insanlara çok bağlı, sakin ve ılımlı bir köpektir. Yabancılara karşı mesafeli olabilir. Yeni tanıştığı bir insanın kötü bir amacı olduğunu anlayabilir ve saldırıya başlayabilir. Oldukça güçlü olan Aksaray Malaklısı saldırıya başladığında durdurulması zor bir köpektir. Saldırdığı kişinin küçük yaralarla atlatma ihtimali oldukça düşük bir ihtimaldir. Koruma güdüsü kuvvetli olan bu köpekler cesur bir karakter yapısına sahiptir. Çevresinde bir sorun, tehlike görmediği takdirde sakin ve ılımlı bir köpek olarak yaşamına devam eder.

Bakımı


Vücudunun iriliğini gördüğünüzde bakımının zor olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak büyük vücuduna rağmen bakımı zor olmayan bir köpektir. Tüyleri kısa yapıdadır. Bu tüylerin haftada bir defa taranması yeterlidir. Anadolu’da bu ırk köpeklere arpa unu, süt, kemik suyu ve yumurta karışımından mama hazırlarlar. Bu hazırlanan mamaya “Yal” ismini vermişlerdir. Günde iki defa bu mama ile beslenmelidir.

Yavru Malaklılar 24 ayda büyürler, gelişim süreci ise 42 ay sürer. Bu süreçlerde yavruların beslenmesi daha önemlidir, dikkat gerektirir.

Aksaray Malaklısı Fiyatları


Bu ırk köpekler Aksaray’da Aksaray Malaklıları Geliştirme Derneği tarafından korunmaktadır. Bu dernek Malaklı köpeklerine 7000 TL ile 50000 TL arasında fiyat biçmiştir.

 

Aksaray Malaklısı ile ilgili videoya aşağıda izleyebilirsiniz.

[embed]https://youtu.be/wEW-Tg-nZek[/embed]

Faydalanılan Kaynak

http://www.kopekcinsleri.biz/aksaray-malaklisi-kopegi-ozellikleri/


Kaynak: Pet Patiler

8 Haziran 2017 Perşembe

Lepistes Balığı Özellikleri ve Beslenmesi - Poecilia Reticulata Balıkları

lepistesAkvaryum meraklılarının en çok tercih ettiği balık türlerinden olan Lepistes balıkları sık ve çok üreyen, harika görünümlü bir balıktır. Balık severler tarafından sevilme sebepleri arasında Lepistes balıklarının sevimli, neşeli ve hareketli olması vardır.

Lepistes balıkları akvaryumda yalnız olmaktan hoşlanırlar. Tek başlarına bakıldıklarında daha sağlıklı ve daha canlı, hareketli olurlar. Lepistes balıklarının akvaryum içerisinde 1 erkek ve 3 dişi şeklinde beslenmesi daha sağlıklıdır. Lepisteslerin beslendiği akvaryumda yeşillikler bol olmalıdır. Her ne kadar yalnız olmaları daha sağlıklı olsa da bu balıklar Moli, Kılıç balığı, Cüce Vatozlar, Elma Salyangozları gibi balıklarla da bir arada yaşayabilir.

Lepistesler kısa süre içerisinde yavrularlar. Balıkların üremeleri yumurta bırakarak ve canlı doğurarak olabilir. Lepistesler canlı doğuran balıklardandır. Akvaryum içerisinde yumurta bırakan balıklar olduğunda Lepistesler huzursuz olabilirler. Bundan dolayı akvaryum içerisine beraber yaşayacak balıkların seçimi üreme şekillerine göre olmalıdır.

Güzel kuyruğa sahip Lepistesler için kullanmanız gereken akvaryumun çok büyük olmasına gerek yoktur. Rahat rahat gezebileceği yeşilliklerle süslenmiş bir akvaryum onun için yeterli olacaktır.

Anavatanı Guetemala olan bu balık türleri neşeli ve canlı bir balık türüdür. Hem etçil, hem otçul balıklardır. Lepistesler başka balıklarla yaşadıklarında kuyruklarına zarar gelebilir. Uzun ve geniş kuyruğu dolayısıyla bir çok balık ile problem yaşar. Bundan dolayı Lepistes balığının yanına uygun balık seçimini yapmaya dikkat etmelisiniz.

 

Lepistes Balığı Cinsiyet Ayrımı


Bu balıkların dişi ve erkeklerini ayırt etmek kolaydır. Erkekleri dişilerden küçüktür. Erkek Lepisteslerin en büyüğü 5 cm boyutlarında olur. Anal yüzgeçleri geniş olduğunda dişi, ince uzun olduğunda ise erkek olarak ayırabilirsiniz.

Ayrıca erkek Lepistesler akvaryum içinde daha hareketli ve canlı olurlar.

Lepistesler Hangi Şartlarda Beslenmeli?


  • Bu tür balıkların en büyüğü 7 cm boyuna ulaşacağı için çok aşırı büyük bir akvaryuma ihtiyaç yoktur. 45 – 65 litre aralığında su alan bir akvaryum Lepistesler için yeterlidir.

  • Akvaryum sıcaklığı 28 derece olmalıdır.

  • Günde 12 saat ışık alan bir yerde olmalıdır.

  • Akvaryum içine aldığınız süsler ve bitkiler onun yemeyeceği tarz bitkiler olmalıdır.

  • Akvaryum içinde onların saklanabilecekleri bir kulübe gibi bir yer olmalıdır.

Lepistesler Nasıl Beslenmelidir?


Bu balıklar hem etçil hem otçul balıklardır ancak yine de daha çok bitkisel beslenirler. Yavrular için pul yem kullanılmalıdır. Büyüklerde ise taze haşlanmış sebzelerde tüketebilirler.

Lepistesler kendi yavrularını yemeyen nadir balıklardandır. Ancak uzun süre aç kaldıklarında yavrularını yiyebilirler.

Nasıl Ürerler?


Lepistesler 4 aylık olduktan sonra üreyebilirler. Bir üremede 20 ile 250 yavru doğurabilirler. Hamilelik süreleri ise 1 aya yakın sürmektedir.

 

Faydalanılan Kaynak

www.bilgizma.com/lepistes-baliklari-hakkinda-bilgi/

 


Kaynak: Pet Patiler

7 Haziran 2017 Çarşamba

Kedi Tırmalaması Kuduz Yapar Mı ? Kedi Tırmalaması

kedi tırmalaması kuduz yapar mı Kedi tırmalaması kuduz yapar mı ?

Kediler bütün yapacaklarını patileri ile yaparlar. Evcil kedilerden sokak kedilerine kadar tüm kediler için bu durum aynıdır. Kedi tırmalaması problemi evcil kediler için sorun yaratmaz. Evcil kediler genellikle oyun amaçlı küçük çizikler atarlar. Veya oyun oynarken farkında olmadan sahiplerinin canını yakarak tırmalarlar. Ancak bunlar zarar vermek amacı ile değildir. Kedilerin oyun anlayışları biz insanlar gibi değildir. Daha can yakıcı bir oyun anlayışları vardır. Evcil kediler dışında sokak kedileri de bazı durumlarda tırmalama işlemine başvururlar. Bir şeyden korktuklarında, siz onu kızdırdığınızda veya farklı bir gergin durum yaşandığında sokak kedileri de tırnak atabilirler. Korku anında atılan tırnaklar oyun anındaki ile aynı etkiyi göstermeyebilir. Korku esnasında atılan tırnak size oldukça derin yaralar açabilir. Keskin tırnakları derinizi iyice yaralayabilir. Peki kedi tırmalaması kuduz yapar mı ? Bu sorunun cevabını gelin birlikte inceleyelim.

Kedi Tırmalaması Kuduz Yapar mı ?


Kedi tırmalaması ile kuduz hastalığı kapma ihtimaliniz oldukça düşük bir ihtimaldir. Yapılan araştırmalar sonucunda günümüze kadar ulaşan istatistikler doğrultusunda kedi tırmalamasından kuduz kapan bir insan görülmemiştir. Kuduzun bulaşma sebepleri daha farklı sebeplerdir.

Kedi tırmalaması insanlarda kuduza sebep olmaz ancak başka hastalıkların bulaşmasına neden olabilir. Kedilerin tırmalaması sonucunda bulaşabilme ihtimali olan hastalıklar Toksoplazma Hastalığı ve Bartonella (Kedi Tırmalama Hastalığı) Hastalığıdır. Toksoplazma hastalığı hakkında detaylı bilgi almak istiyorsanız “ Kedilerde Toksoplazma “ konumuzu inceleyebilirsiniz.

Bartonella Hastalığı ise adı üzerinde kedi tırmalaması hastalığıdır. Kediler tarafından tırmalanmanız sonucunda bulaşma ihtimali vardır. Kedinin tırmaladığı yerde yaralanma ve bu alanda derinin tahriş olması ile anlaşılabilir. Etkileri kişiden kişiye değişebilir.

Kedilerde Kuduz Aşısı


Evlerimizde beslediğimiz kedilerimizin kuduz aşılarını düzenli olarak yaptırdığımız takdirde kedimizde kuduz hastalığının görülme ihtimali en düşük seviyededir. Kedilerde kuduz hastalığı kendi aralarında veya başka hayvanlara bulaşabilmektedir. Kuduz hastalığı kedilerde ve insanlarda istenmeyen sonuçlar doğurabilmektedir. Sonucu ölüme kadar gidebilir.

Günümüzde ülkemizde kuduz aşısı zorunlu bir aşıdır. Çoğu belediye kuduz aşısını ücretsiz olarak yapmaktadır. Sokak kedilerinin de kuduz aşıları belediyeler tarafından yapılmaktadır.

Evcil kedilerimizin tırmalamasından kurtulmak istiyorsanız “ Kedi Tırmalaması Sorunu – Kedi Tırmalaması Nasıl Durdurulur?” konulu makalemizi incelemenizi inceleyebilirsiniz.

 
Faydalanılan Kaynak

https://petfriends.social/bilgiler/kedi-tirmalamasi-kuduz-yapar-mi

 


Kaynak: Pet Patiler

6 Haziran 2017 Salı

Kedi Tırmalaması Sorunu ve Çözümü - Kedi Tırmalaması Nasıl Durdurulur

kedi tırmalamasıKediler tüm işlerinde patilerini ve doğal olarak tırnaklarını kullanmaktadır. Kendilerini yalarken, mama yerken, çevredeki yenilikleri keşfederken dahi tırnaklarını kullanabilirler. Ancak kedilerin aslında doğal olan bu davranışları bazen evlerimize ve bize zarar verebilmektedir. Kedi tırmalaması sizin için çözülmesi gereken bir problem haline gelir. Mobilyalara, size zarar vermemeleri gerektiğiini öğrenmeleri gerekmektedir. Kedi tırmalaması sorunun çözmek için öncelikle kedinizin hangi amaçla tırnaklarını kullandığını anlamalısınız. Ona uygun şekilde tırmalama eğitimi vermeniz gerekmektedir.

Kedi Tırmalaması Sorunu Çözümleri Nelerdir?


  • İlk olarak kedi tırmalaması sorununun nedenini öğrenmelisiniz. Kedinizin neden tırmaladığını çözmelisiniz. Mobilyalarınızı tırmalama tahtası olarak kullanıyor olabilir. Oyun olsun diye yüzünüze tırnak atıyor olabilir. Sabahın erken saatlerinde sizi uyandırmak için tırmalıyor olabilir.

  • Kedi tırmalaması sorununa kedinize farklı alternatifler sunarak çözüm sunabilirsiniz. Tırmaladığı eşyaların dışında ona tırmalama tahtası, tırmalama paspası gibi alternatifler alabilirsiniz. Onlara alıştırabilirsiniz. Kediler tırnaklarını gererek keskinleştirmek için doğaları gereği tırmalarlar. Kedinizi bu alanlara alıştırmak için kedi nanesi kullanabilirsiniz. Tırmalama tahtasının veya paspasının yanına veya üstüne kedi nanesi asarak kedinizi o alana çekebilirsiniz. Kediniz alanını kullandığında ona ödüller verebilirsiniz. Dışarıdaki kediler bu işlemi ağaçlarla vs. yapabilirler. Ancak evcil kedilerimiz için böyle bir imkan olmadığından dolayı evcil kediniz kedi tırmalaması işlemini mobilyalarda, halılarda vs. yapabilir. Kedilerinize evlerde cezalandırarak, vurarak eğitim vermeye çalışmamalısınız.

  • Kediniz sizi tırmaladığında sizden bir isteği olabilir. Mama istiyor olabilir, oyun oynamaya çalışıyor olabilir. Kediniz sizi tırmaladığında onunla oyun oynamaya başlarsanız buna alışır ve sizi sürekli oyuna tırmalayarak davet eder. Veya kediniz sizi tırmaladığında mama verdiğinizde onu ödüllendiriyorsunuz diye anlayabilir yine sürekli sizi tırmalayarak mama isteyebilir. Bu tırmalamalara tepki vermeyin. Görmezden gelin. Kediniz sizi tırmalamaktan vazgeçtiğinde mama verin veya oyun oynayın. İstikrarlı bir şekilde böyle devam ettiğinizde kediniz tırmalamanın işe yaramadığını anlayacaktır.

  • Kedinizi sadece o size bulaştığı zaman değil normal zamanlarda da oynatın. Ona oyuncaklar ve uyarıcı objeler alabilirsiniz. Onu gün içerisinde bir kaç defa oynatarak, kovalamaca oynayarak meşgul etmelisiniz. Enerjisini bu şekilde atıp mobilyalara, halılara, size zarar vermekten vazgeçebilirler. Kedinizin canının sıkılmasına müsade etmemelisiniz. Kedilerin canı sıkıldığında nereye sataşsam, nereyi dağıtsam diye düşünen canlılar olduğunu unutmayınız. 😊


 
Faydalanılan Kaynak

http://nasilkolay.com/bir-kedinin-etrafi-tirmalamasi-nasil-onlenir

 


Kaynak: Pet Patiler

4 Haziran 2017 Pazar

Minyatür Schnauzer Cinsi Köpek Özellikleri ve Bakımı

Minyatür Schnauzer cinsi köpek Standart Schnauzer soyundan gelmektedir. Bu ırk Standart Schnauzer, Affenpincher ve Poodle cinslerinin çaprazlanmasıyla ortaya çıkarılmış bir ırktır. Görünümü Standart Schnauzer ile aynıdır ancak yalnızca daha küçük boyutlardadır. Schnauze kelimesi Almanca’da burun bölgesi manasına gelmektedir. Önceleri kemirgen avında kullanılan Miniature Schnauzer köpeği günümüzde ise evcil köpek olarak alınmaktadırlar. Miniature Schnauzer cinsi köpekler resmi olarak 1984 senesinde kayıtlara geçmiştir.

Minyatür Schnauzer Görünümü


Miniature Schnauzer cinsi köpeği kare vücutlu küçük bir köpektir. Kafa yapısı dikdörtgen şekildedir. Sakal ve bıyık şeklinde tüyleri vardır. Kalın ve yoğun kaşları göze çarpan bir görünüme sahiptir. Bu ırk köpeklerin kuyrukları genelde kesilmektedir. Kısa kuyruklu olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Kulakları daaynı şekilde kesilmektedir. Kesilmediği takdirde ön tarafa doğru sarkık durur. Uzun burunlu Minyatür Schnauzer cinsi köpek yuvarlak ve koyu renkli gözlere sahiptir. Kürkü siyah, beyaz, siyah ve grimsi renkte tüylerle kaplıdır. Minyatür Schnauzer besleyen kişiler genellikle bu ırkın yüzündeki tüylerin vücuduna göre daha koyu olmasını, maske şeklinde olmasını isterler, bacaklarının alt ve iç kısımları açık renkte olmalıdır.

Minyatür Schnauzer (Miniature Schnauzer) Karakter Yapısı


Bu ırk köpekler sıcakkanlı, zeki ve sevimli köpeklerdir. Çoğu köpekte olduğu gibi yavruyken eğitim verilmeye başlandığında diğer köpeklerle ve tanımadığı insanlarla arası iyi olabilir. Yaşadığı ortama kolay uyum sağlayabilen bir cinstir. Minyatür Schnauzer’ların çocuklarla arası oldukça iyidir. Yaşadığı aile ile sıkı bir bağ kurar ve sahiplerinin ilgisini daima üzerinde ister. Miniature Schnauzer cinsi köpekler biraz fazla havlayabilirler. Sesleri fazla gür olmadığından dolayı havlamaları çok rahatsız edici bir biçimde olmaz. Fare avında yüksek başarıya sahip olan bu köpekler bekçilik için uygundur.

Bakımı


Minyatür Schnauzer’lar yoğun tüylere sahip bir köpektir. Bu yoğun tüylerin birbirine düğüm olmaması ve düzenli durması için günlük olarak tarama gerekir. İlkhbahar ve sonbaharda Minyatür Schnauzer’ların tüyleri traş edilir. Yine düzenli olarak kulak ve gözlerinin çevresindeki tüyler kısaltılır. Minyatür Schnauzer’ların bıyıkları ve sakalları yemek yerken kirlenebilir. Bundan dolayı yemek sonrasında bu sakal ve bıyıkların silinmesi gerekir.

Minyatür Schnauzer Fiyatları


Minyatür Schnauzer’ların ortalama olarak fiyatları petshoplarda 1500 TL’den başlayıp 6000 TL’ye kadar çıkmaktadır.

Minyatür Schnauzer Sahiplendirme


Minyatür Schnauzer’ların sahiplendirme ilanlarına aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.

http://www.petarkadas.com/kulup/K%C3%B6pek/Minyat%C3%BCr_Schnauzer

https://www.kopekdunyasi.com/kategori/schnauzer

Minyatür Schnauzer Yavruları – Yavru Resimleri




 

 

 

 

 

 

 


Kaynak: Pet Patiler

2 Haziran 2017 Cuma

Pitbull Cinsi Köpek - Pitbull Köpek Özellikleri

pibull köpekPitbull Köpek Görünümü

Güçlü vücuduyla ön plana çıkan bir köpek cinsi olan pitbull cinsi köpek göründüğü gibi oldukça fazla güce sahiptir. Kaslı bir yapısı vardır. Çeneleri ve alın yapısı belirgindir. Çeneleri o kadar güçldür ki çeneleri ile 1 – 2 ton ağırlık basılabilmektedir. Göğüs kısmı derin bir şekildedir. Kulakları kestirilmelidir genellikle. Kuyrukları da kulaklar gibi kesilebilmektedir. Göz ve vücut renkleri çeşit çeşit renklere sahip olabilir ancak çoğunlukla beyazlardır. Tüyleri kısadır, ancak kalındır. Erkek pitbull köpek 45 – 60 cm, dişi pitbull köpek 38 – 40 cm arasında boy uzunluğuna sahiptir. Genelde pitbull köpek kiloları 14 – 32 kg arasında değişmektedir.

Pitbull Köpek Karakteri


Fazlasıyla cesur ve hareketli bir köpektir. Bekçi olarak rahatlıkla kullanılabilir. Savunma ve korunma konusunda oldukça iyidir.  Düşmanı ile sonuna kadar savaşır. Savaşma konusunda çok iyi bir eğitim verilmesi gerekir. Yabancılar ile anlaşmalarında iyi niyetli insanları ayırt edebilmelidir. Sahibine çok bağlıdır. Fazlasıyla atletik, dayanıklı, heyecanlı, güçlü bir köpektir. Tüm bunların yanında bir o kadar da uysal bir köpektir. Özellikle çocuklar ile iyi anlaşır. Egzersize çok ihtiyaçları olur. Egzersizleri yeteri kadar yapılmadığında kilo alarak obez olma ihtimalleri vardır. Sahibine bağlılık konusunda bir çok köpek cinsini geride bırakırlar. Özellikleri bakımından apartman hayatına uygundur ancak bahçeli bir ev pitbull için daha uygun olacaktır. Soğuğu pek sevmezler. Sokakta gezdirilirken tasmasız kesinlikle gezdirilmemelidir.

Pitbull Bakımı ve Beslenmesi


Tüyleri kısa olduğundan tüy bakımı kolaydır. Bir fırça ile düzenli aralıklarla taranma yapılabilir.

Beslenmesi ise genelde yavrularda genellikle kuru mama ile tanışma anne mama kabu etrafında dolaşırken patilere bulaşan ıslatılmış kuru mama yalaması ile olmaktadır. Yavru 6 haftalık olduğunda sütten kesilirler. 4 – 5 haftalık olduklarında yavaş yavaş kuru mamaya alışmaya başlarlar. Yavruların gelişimi için besin ihtiyacı yetişkinlere göre biraz daha fazladır. Bundan dolayı beslenmelerine çok dikkat edilmelidir.  Beslenmeleri konusunda veteriner hekimler tarafından öngörülen şekilde beslenmelerine dikkat edilmelidir.pitbull köpek

Kökeni


Pitbull köpek Amerikan Pitbull Terrier ve Bolldog köpeklerinin çiftleşmesi ile ortaya çıkmıştır. Canis lupus familyasına aittirler. Eski yazılı kaynaklar ve figürlere dayanarak  bazı araştımacılara göre Bulldog kökenine sahip olduğu savunulmaktadır. Figürlerdeki köpek görüntülerinde bugünkü Pitbull görüntüsüyle aynı olduğu ve dövüş için kullanıldığı anlaşılmaktadır. Birçok yeteneğe sahip bu köpekler koruma, iş köpeği, çoban köpeği, avcılık ve polis köpeği olarak kullanılmaktadır.

Ülkemizde ise 3 bin tanesi İstanbul'da olmak üzere 12 bin üzerinde Pitbull köpek olduğu tespit edilmiştir.  2010 yılında Meclis'in insanlar zarar görüyor talimatı doğrultusunda 5199 Hayvanları Koruma Kanunun 14. maddesinde tehlikeli olarak sıralanan Pitbull Terrier, Japanse Tosa, Dogo Argentino, Fila Brasilerio cinsi köpeklerin sahiplenilmesi, satışı, reklamı ve dövüştürülmesi yasaklanmıştır.

https://www.youtube.com/watch?v=yZVChD-I5_s

Kaynak olarak alttaki linkler kullanılmıştır

http://www.milliyet.com.tr/uc-bakanliktan-pitbull-genelgesi-gundem-1255894/


Kaynak: Pet Patiler

Terrier Cinsleri - Terrier Köpekleri, Terrier Köpek Cinsleri

Terrier Cinsleri genel olarak sevimli görüntüye sahip köpeklerdir. Terrier Cinsleri 1800’lü senelerde İngiltere’de ortaya çıkmıştır. Ortaya çıkarılmaları fare istilası sebebi ile olmuştur. Fare avlamak üzere yetiştirilen bir cinstir. Kendi seçtikleri insanlar ile arasını hoş tutmaktadır. Yabancı gördüğü kişilere karşı agresif tavırlar gösterebilir. Ancak bunlara rağmen sevimli görüntüsü sebebi ile en çok tercih edilen köpek ırkları arasında yer alırlar.

Terrier Cinsleri Genel Özellikleri


  • Terrier Cinsleri agresif yapılı köpeklerdir. Bu agresifliği sebebiyle yalnızlıktan hoşlanmazlar ve yalnız kaldıklarında onlar sizi cezalandırarak çevreye tuvaletlerini yapabilirler. Ancak agresif karakterlerinin yanında tam tersi bir görünüme sahiptirler. Bundan dolayıdır ki evlerde en çok beslenen köpekler arasında Terrier Cinsleri bulunmaktadır.

  • Eğitilmesi zor bir ırktır. Başına buyruk, kendi istediği şekilde hareket edip davranan bir ırktır.

  • Agresifleştiği zaman çevredeki, yaşadığı ortamdaki eşyalara zarar verebilir.

  • Sahibine oldukça bağlı bir köpektir. Sahibini paylaşmayıp, kıskanırlar. Sahiplerini korumaya çalışırlar.

  • Erkek Terrier Cinsleri evde bölgesini işaretleme amaçlı çiş yapabilir.

  • Evi sahiplenen Terrier Cinsleri yatağınızı dahi elinizden alabilir. 😊

  • Hareketli ve oyuncu bir köpektir.

  • Kuru mama ile beslenirler.

  • Günde iki defa dışarıya çıkma ihtiyacı duyarlar.

  • Yürüyüşler yapmaktan büyük zevk alırlar.


Terrier Cinsleri ile ilgili temel özellikleri aşağıda görebilirsiniz.

Terrier Cinsleri


terrier cinsleri

Airedale Terrier Cinsi Köpek


Airedale Terrier köpeği Terrierların geneline göre iri bir görünüme sahiptir. Önceleri avlanmak için kullanılmaktaydılar. Porsuk avı, aı avı ve kurt avında kullanılırlardı. Günümüzde av yerine daha kibar görevlerde, evlerde kullanılmaktadırlar. Sakin, sevgi dolu ve sevimli bir köpek ırkıdır. İlgi görmekten hoşlanırlar. Sahibinin ilgisinin üzerinde olmasından hoşlanırlar. İlgisiz kaldığında agresif tavırlar sergileyebilir.

Alman Av Terrierı Cinsi Köpek


Alman Av Terrier’I Terrier’ların genel özelliklerine uygun olarak cesur bir köpektir. Saldırgan yapıda ve inatçı olabilirler. Sahibine çok bağlıdırlar. Sahibine itaat etmekten büyük zevk alırlar. Eğitim verildiğinde sahibine ve çevreye daha kolay adapte olurlar.

Amerikan Pitbull Terrier


Amerikan Pitbull Terrier’I önceleri savaş köpeği olarak kullanılan köpeklerin soyundan gelmektedir. Geldiği soydan olsa gerek oldukça cesur bir köpek ırkıdır. Düşman gördüğü köpek ile sonuna kadar savaşmayı tercih eder. Yavruyken eğitilmesi gerekir. Eğitim verildiğinde yeteneklerini, sakinliğini ve iyi huylarını ortaya çıkarabilirsiniz.

Amerikan Staffordshire Terrier Köpeği


Amerikan Staffordshire Terrier’I küçük görünümüne rağmen çok güçlü bir köpek ırkıdır. Bu köpeklerin kulaklarına kesik atılmaktadır. Ancak artık sahiplerinin isteğine göre kesik atılmaktadır. Bir diğer adı ile Amerikan Pitbull Terrier’ı denmektedir. Düzenli egzersizler yapmaya ihtiyacı olan bu ırk diğer köpeklere karşı saldırgan olabileceğinden çok dikkat isterler. Apartman hayatı için uygundur ancak yeterli egzersiz yaptırılması gerekmektedir.

Amerikan Tüysüz Terrier Köpeği


Amerikan Tüysüz Terrier köpeği Rat Terrier köpekleri ile aynı özelliklere sahiptir. Rat Terrierları bu ırkın atası olarak bilinmektedir. Pembe ciltli, cildinin üzerinde gri, siyah ve altın renkli lekeleri bulunan bir görünüme sahiptir. İki tüysüz terrierın çiftleştirilmesi ile ortaya çıkmıştır. Hassas ciltlerini aşırı sıcaktan ve soğuktan korumak gerekir. Köpek tüyüne alerjisi olan insanlar için çok uygun bir köpek ırkıdır.

Avustralya Terrier Köpeği


Diğer adı ile Aussie olarak geçen bu köpek cinsi de diğer Terrier’lar gibi küçük görünümünün yanında güçlü bir köpektir. Avustralya’da ortaya çıkan bu ırk işçi köpeği olarak yetiştirilmiştir. Tüm iklimlerde yaşayabilen bu köpek türü apartmanda yaşayabilmektedir. Evde oldukça hareketli olan bu köpek türü günlük olarak yeterli egzersiz yaptırıldığında daha mutlu olmaktadır.

Diğer Terrier Cinsleri ise aşağıda listelenmiştir.
  • Bedlington Terrier

  • Border Terrier

  • Bull Terrier

  • Cairn Terrier

  • Cesky Terrier

  • Dandie Dinmont Terrier

  • Fox Terrier

  • Glen of Imaal Terrier

  • Irlandalı Terrier

  • Iskoç Terrier

  • Jack Russel Terrier

  • Kerry Blue Terrier

  • Lakeland Terrier

  • Manchester Terrier

  • Minyatür Bull Terrier

  • Minyatür Schnauzer

  • Norfolk Terrier

  • Norwich Terrier

  • Sealyham Terrier

  • Silky Terrier

  • Skyye Terrier

  • Sof Coared Wheaten Terrier

  • Staffordshire Bull Terrier

  • Welsh Terrier

  • West Highland White Terrier

  • Yorkshire Terrier




Kaynak: Pet Patiler